HAKİKAT NEDİR?

NEDEN TAM DA BU ZAMAN, BU MEKAN VE BU AHVALDEYİZ?

EPİKTETOS

EPİKTETOS (55-135)

Antik Roma zamanında Frigya (Batı anadolu) da doğmuş azatlı bir köle.
Azat edildikten sonra İmparator Domitianus tarafından diğer filozoflarla birlikten Yunanistana sürüldü. Nicepolisde kendisine ün sağlayacak olan bir felsefe okulu kurdu. 

Kendisinden yazılı bir eser kalmamış olmasına rağmen daha sonra büyük bir tarihçi olacak olan öğrencisi Arrianus onun öğretilerini kaydettiği 4 ciltlik bir eseri (Discourses) ile Epiktetosun düşüncelerinin günümüze gelmesini sağlamış oldu

Epiktetos Stoa öğretisine uygun son derece mütevazi bir hayat sürdü. 
Öğrencilerine iyinin ve kötünün yalnızca içimizde (prohairesisimizde) var olduğunu, ve asla dışsal (aprohairetik) şeylerde olmadığını öğretti.

Mutlu ve iyi bir insan olma yolunda öğretileri bu günlerde bile iç huzurunu bulmamıza yardımcı olabilecek mahiyettedir.

Bu öğretilerden bazılarını aşağıda aktarıyorum.

Mutluluk ve özgürlük bir tek gerçeğin açık seçik anlaşılması ile başlar.
Bu gerçek bazı şeyleri kontrol edebilirken bazı şeyleri kontrol edemiyeceğimiz gerçeğidir. Ancak neyi kontrol edip neyi edemeyeceğimizi öğrendikten sonra içsel sakinliğe ve dışsal etkinliğe ulaşabilirsiniz.

Kontrolümüz altına alabileceğiniz şeyler zanlarımız, şiddetli arzularımız isteklerimiz ve nefret ettiğimiz şeylerdir. 

Kontrolümüz dışında olanlar ise nasıl bir bedene sahip olduğunuz, zengin ya da fakir bir ailede doğmuş olmanız, insanlar tarafından nasıl görüldüğünüz ve toplumdaki etkileriniz gibi şeylerdir.

Kontrolümüz dışında olan şeyleri değiştirmeye çalışmamız sadece şiddetli bir acı duymamıza neden olur. Mutluluk ve özgürlük istiyorsanız zenginlik ve güç peşinde koşmaktan vazgeçmelisiniz.

Arzu ve nefretlerimiz kurnaz yöneticilerdir. Kendilerinden hoşlanmamızı isterler.  Arzu bize durmadan koşmamızı ve ne istiyorsak almamızı, nefretlerimiz ise sevmediğimiz şeylerden uzak durmamızı emreder.

Arzu ve nefret ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar bunlar birer alışkanlık biçimidir. Bu alışkanlıklardan korunmak için kendimizi eğitebiliriz.

Aceleci zanlarla ve olayların olma biçimlerinin tepkisel izlenimleriyle kendinizi telaşa sokmaya son verin.

Ahlaki düşüklüğün işaretlerinden biri sürekli başkalarını suçlama, parmaklarımızla karşımızdakini suçlamaktır.

Başkalarının sizinle ilgili ne düşündüklerinin hiçbir önemi yoktur.

Başkalarından saygı ya da hayranlık beklemeden yararlı işlerle uğraşın.

Başkalarından bulabileceğiniz hiçbir şey kendi yaratacağınız erdem kadar değerli değildir.

Siz evrenin yeri doldurulamaz bir parçasısınız. İnsanlık bilmecesinin özel bir parçasısınız. Bunu unutmayın. 

Ahlaki gelişim insanın içindeki heyecan ve sıkıntılı durumlardan özgürleşmesi ile gerçekleşir.

İçinde üzüntü ve korku olmayan bir hayat sürdürerek açlıktan ölmek, içi endişe, korku, şüphe dolu zengin bir hayat sürdürmekten çok daha iyidir.

Insanların hayranlıklarını kazanmaya çaba göstermekten sakının.

Bizler bir tiyatro oyunundaki aktörlere benzeriz. Allah yaşam içindeki rollerimizi belirlemiştir. Bu rol fakir bir insan rolü, zengin insan rolü, bir lider yahut sıradan bir köylü rolü olabilir.

Bize düşen rolümüzü en iyi şekilde oynamak, rolümüzden şikayet etmekten kaçınmaktır. Hangi sahnede hangi rolde olursan ol mükemmel bir performans sergilemelisin.

Kendinizi başkalarına bilgeymiş gibi göstermeye çalışmayın. Doğru bir yaşam sürmek istiyorsanız kendi fikirlerinizle kendi bakış açınız ile yaşayın.

Isteksiz ve gönülsüz bir ruhun hiçbir gücü yoktur. Deneme niteliğindeki geçici çabaların geçici sonuçları olur. Ortalama İnsanlar başladıkları bir işte yeterli çabayı göstermeyerek dikkatsiz ve aceleci davranırlar.

Kendinize karşı dürüst olun. Güçlü ve zayıf yönlerinizi tüm gerçekliği ile değerlendirin.

Ya Gerçeğin yolunda gelişeceksiniz ya da dayanılmaz arzuların, dış faktörlerin peşinden koşacaksınız. Bu sizin seçiminiz olacak. Ya içsel çalışmalarla yeteneklerinizi geliştireceksiniz ya da kendinizi dış faktörlere teslim edeceksiniz. Ya erdemli biri olacak yada ortalama biri olarak sıradan yolları takip edeceksiniz

Ahlaki bir yaşamın en açık işaretlerinden birisi her zaman ve her koşulda doğruları konuşmaktır 

Konuşmamızı etkin olmasını sağlamak için öncelikli ve en önemli olan şey, konuşmadan önce düşünmek ve iyi bir amaç için konuştuğumuzdan emin olmaktır. Aceleci konuşmalar başkalarında saygı uyandırmaz 

insanın düşünmeden neşeyle kendi sırlarını açığa sermesi ise kendisine yaptığı bir saygısızlıktır 

Önümüzde çıkan her fikir hakkında çocukça karmaşık, anlamsız, saçma sapan konuşmalar ister uzun ister kısa olsun gerçek erdem'e sahip olan fikirleri israf edip tüketmek demektir.

Saçma sapan düşüncelerle dolu konuşmaların akıntısına kapılmaktan sakınmalısınız.

Denetlenmemiş konuşmalar kontrol dışına çıkmış ve zikzaklar çizerek bir hendek'e doğru giden araca benzer

 

 

Kişisel erdem'e mükemmel insanlarla arkadaşlık ederek ulaşamazsınız.
Kişisel erdeminizi yaratmak için kendi emeğinizi harcamalısınız.

Eğer aradığınız şey özgürlük ise hiçbir şey arzu etmeyin. Başkalarına bağlı her şeyden uzak durun.

Dünyadaki en kolay şey bir insanın davranışlarının, kendisi farkedemeden, kabalığa bayağılığa, adiliğe kaymasıdır.

Size sözel saldırı ya da eleştiri yapıldığında savunmaya geçmeyin. Yalnızca ahlaki olarak zayıf kişiler böyle durumlarda kendilerini savunma çabası içine girerler.

Başkalarının bizim hakkımızda oluşturdukları izlenimleri kontrol edemeyiz.
Böyle bir kontrol çabası içine girmemiz karakterimizin değerini düşürür. 

Çılgın partilere, eğlencelere, oyunlara katılmama konusunda kararlı olun

Bizim için çok önem arz eden bir görüşmede strese girmeyin. Böyle bir toplantıda beğendiğiniz kişilerin özelliklerini içinizde hissedin. Onların tutum, konuşma ve davranışlarını sizinmiş gibi uygulayın. Bunda yanlış bir şey yoktur.  Hepimiz içimizde daha büyük bir insanın tohumlarını taşımaktayız. 

Büyük erdemleri olan bir insanla buluşacaksınız diye korku dolu bir huşu içine girmenize gerek yoktur.  Yetenek ve etkileri ne olursa olsun insan yalnızca bir insandır.

Çıkarınızı düşünerek hazırladığınız dramatik hikayeleri anlatarak insanları bunaltıp, sıkıp, baskı altına almayın. Dramatik serüvenleriniz kimseyi ilgilendirmez. 

Kendinizden abartılı bir şekilde söz etmeniz karşınızdaki insanda sizin gururlu ve kendini önemseyen bir insan olduğunuz algısını oluşturur ve onları sıkar.

Saldırgan, hızlı, şov yapar gibi konuşmalardan bütünüyle sakınılmalıdır.
Bu tür konuşmalar tanıdıklarınızın gözünde değerinizi düşürür.

Çevrenizdeki insanlar açık saçık edepsizce anlamsız ve amaçsız konuşmalara başladıklarında Eğer yapabilirseniz orayı terk edin Eğer edemiyorsanız En azından sessiz kalın ve  bu kaba saba, adi konuşmalardan rahatsız  olduğunuzu belli edin.

Aceleye getirilmiş hazları değil sabır dolu tatminkarlığı seçin.

Azgın arzuların sonu yok. Bayağı düşüncelerden uzak durun.

Size bazı hazlar sunulduğunda ve bunlar size olduğundan daha çekici, cazibeli, baştan çıkarıcı geldiğinde, geriye çekilin ve heyecana kapılıp o şeyin içine atlamadan önce kendinize düşünmek için zaman ayırın. Heyecansız, sakin, duygulara kapılmadan, taraf tutmayan bir şekilde konuyu zihninizde evirip çevirerek bunun size bir anlık bir haz mı sağlayacağını, yoksa uzun süreli bir tatmin mi getireceğini değerlendirin.

Eğer sakin bir şekilde düşünürseniz bu hazza dalarsanız, sonradan yanlış bir şey yaptığınızı düşünerek üzüntü, mutsuzluk ve pişmanlık duyup duymacağınızı anlarsınız.

Öyleyse böylesi hazza kapılmaktan kaçının. Kendinizi tutma davranışı İçinde bulunursanız bundan ötürü büyük bir sevinç duyacak, karakteriniz güçlenecek ve bu davranış size zafer duygusu yaşatacaktır.

Tanrısal düzen içinde her birimize özel bir çağrı vardır. Siz kendi çağrınıza kulak verin ve onu sadakatle izleyin.

Birçok insan gösterişli, havalı ayakkabıları satın almaya meyillidir.  Oysaki gerekli olan rahat, ayağa tam uyan ve dayanıklı bir ayakkabı olmasıdır. Bunun gibi herkesin kendi kişiliğine, karakterine uymayan davranışlarda bulunmaması, aşırılıklardan kaçınması en uygun davranış olacaktır.

Bilgelik davranışlarla açığa çıkar, konuşmalarla değil.

Kendinizi bilge bir kişi olarak tanıtmayın. Ruhsal amaçlarınızı bunlara saygı duymayanlarla tartışmayın. Karakterinizi, kişisel asaletinizi davranışlarınızla gösterin.

Basit bir hayat yaşamak kabiliyetinizi geliştirmek istiyorsanız bunu kendi kendinize yapın, başkalarına empoze etmeye kalkışmayın.

Bilgeliği doğrudan yaşamak, onun hakkında bir şeyler bilmekten daha önemlidir.

Değerli şeyler konuşmak ile değerli şeyler yapmak arasında çok fark vardır. 

Kendinizi kalabalıklardan ayırın. Sıradan olmaya daha ne kadar dayanacaksınız.

Kendiniz olmak için pek fazla zamanınız yok

__________________________________________________________________________________________________________________________________

Yorumlar - Yorum Yaz