HAKİKAT NEDİR?

NEDEN TAM DA BU ZAMAN, BU MEKAN VE BU AHVALDEYİZ?

ZULÜM 1492 DE BAŞLADI

Zulüm 1492 de başladı.
Amerika kıtasının engin ovaları, dağları, ormanları rengarenk bitki örtüleriyle kaplıydı.
Bu kıta bizonlar, ren geyikleri, bufallolar, vahşi atlar ve yüz milyona yakın nüfusları ile İnka, Aztek, Maya ve Kızılderililer ile doluydu. 

Kirlenmemiş bir gökyüzü altında berrak akarsuların çağlayıp aktığı bu topraklar batılı beyaz adamın istilası ile kan gölüne döndü. Gök yüzü kirlendi, akar sular bulandı, milyonlarca bizon, bufallo  katledilerek gübre ve kömür yapıldı. 

Yerli halk ateşli silah nedir bilmezdi, onları tanıdı. Bulaşıcı hastalıklarla daha önce tanışmadığı için bağışıklığı olmayan milyonlarca insan batılı beyaz adamın getirdiği mikrop ve virüsler ile helak oldu. 

İspanya kraliçesi İsabelle ye gönderdiği mektubunda Kristof Kolomb Amerikan yerlilerini  aşağıdaki sözlerle anlatıyordu. 

“Yeryüzünde bunlardan daha saf bir ulus bulunamaz. Komşularını kendileri kadar çok seviyorlar, son derece kibarlar ve konuşurken hep gülümsüyorlar. Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”

Bu düşünce batı medeniyetinin dünyanın geri kalan kısmındaki insanlar için bugün hala geçerli olan düşüncesidir. Zenginliklerine el koymak için öldürür, kaynaklarını sömürür, doymak bilmeyen bir iştiha ile çevreyi tahrip edip kirletmeye devam eder. 

1492 den önce yaklaşık 100 milyon olan Amerika kıtası yerli nüfusunun %95'i yok edildi. Bunun bir kısmı öldürülerek, daha büyük bir kısmı ise batılıların getirmiş olduğu bulaşıcı hastalıklarla hayatını kaybetti. Batılılar hastalıkların daha hızlı yayılabilmesi için  yardım adı altında onlara mikrop bulaştırılmış battaniyeler göndermekten çekinmedi.

Bu yağmaya ve istilaya maruz kalan, okundan, mızrağından başka silahı olmayan yerliler sonunda teslim oldular. Bu yenilgiyi kabul ederken batılılardan bir tek şey istediler.
Çevreyi koruyun, ona saygılı olun, çevre yok olursa kazandığınız servet de, mallar da sizi koruyamaz.

Bu talebi son Kızılderili şeflerinden SEATTLE REİS 1856 yılında Amerikan cumhurbaşkanı Franklin Pierce’ ye bir mektup yazarak iletmiştir. Bu mektubun içeriğine yandaki resim üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.




 SEATTLE REİSİN
AMERİKAN BAŞKANINA YAZDIĞI MEKTUP


Beyaz adam istila ettiği topraklarda yerlilerin sadece topraklarını, özgürlüklerini, kültürlerini değil aynı zamanda duygularını öz benliklerini de yok etti. Bu zulmün en bariz örneklerinden biri de GERONİMO'nun hikayesidir.

Amerika kıtasında beyaz adamların istila ve yağmalarına isyan eden son savaşçı, Geronimo Arizona bölgesindeki tarlasında fasulye, kabak, mısır yetiştiren ve aynı zamanda Kızılderililerin din adamı konumunda bir şaman idi.

1858 de Meksika devletinin öldürülen her kızılderili için 200 dolar ödül koyması üzerine kelle avcıları tarafından katledilen eşi, çocukları ve annesinin ardından Geronimo intikam ateşi ile yanan amansız bir Apaçi lideri oldu.

Ancak 30 yıl süren mücadelesi ne yazık ki sonuç vermediği gibi Geronimo ilkelerini, ülküsünü kaybederek Amerikan pop kültürünün zavall bir figüranı durumuna düşürüldü.

Geronimonun ibretlik hikayesine panayırlarda parayla sattığı yandaki fotoğrafına tıklayarak ulaşabilirsiniz.



GERONİMONUN PANAYIRLARDA SATTIĞI FOTOĞRAF
_______________________________________________________________________________________________________________________

Yorumlar - Yorum Yaz