HAKİKAT NEDİR?

NEDEN TAM DA BU ZAMAN, BU MEKAN VE BU AHVALDEYİZ?

GERONİMO

Geronimo, gerçek adı  ile Esneyen adam (Goyathlay) 1829 yılında Arizonada doğdu. Arizonadaki topraklarının batıdan gelen altın arayıcıların yerleşimine açılmasının ardıdan Kızılderililerin San Carlosdaki kurak ve çorak arazilere yerleştirilmesine yönelik ABD yönetiminin aldığı karar Geronimonun kendisine bağlı bir avuç yerli ile dağlarda Meksika ve Amerika Birleşik devletlerine karşı  30 yıl boyunca sürecek bir mücadeleye başlamasına neden oldu. Bu dönemde Geronime ABD ve Meksika ordularının korkulu rüyası haline geldi.

Geronimo iki düzenli ordunun tüm çabalarına rağmen bir türlü yakalanamıyor ve bu ordulara ağır kayıplar verdiriyordu. Bu durumu sona erdirmek için ABD ajanları Geronimo ya isyanı sona erdirip  teslim olursa kendi topraklarında özgür yaşamalarına müsaade edileceğini belirten bir antlaşma önerirler.

Koca bir devletin yaptığı anlaşmaya sadık kalmayacağını düşünemeyen Geronimo anlaşmaya razı olarak arkadaşları ile birlikte teslim olur. Ancak o koca devlet her zamanki gibi sözünde durmayıp onları çorak, ormansız, kurak bir araziye götürerek salgın hastalıkların, kötü beslenme şartlarının ve çok zor hayat şartlarının hüküm sürdüğü San Carlos bölgesinde bir kampa götürürler.

Geronimonun birkaç arkadaşı ile birlikte bu kaptan kaçması çok uzun sürmez. ve dağlarda isyanını sürdürmeye devam eder. Bunu üzereine Amerikan devleti 5000 kişilik bir tugay oluşturarak Geronimoyu takip etmeye başlar. Bu takibat sırasında Kızılderili köyleri basılır ve katliamlara girişilir. Geronima halkının daha fazla zarar görmemesi için 1886 da teslim olur ve 27 arkadaşı ile birlikte vagonlara doldurularak Floridaya götürülür. Bu yolculuk sırasında arkadaşlarının çoğu tüberkülozdan ölür.

İşte hikayenin bundan sonrası çok daha acıdır. 1894 yılına kadar ABD hükümeti Kızılderililere tutuldukları kamplarda sığır, domuz, hindi vs vererek pasifize etmeye başladı. Geronimo ise Amerikan medyası aracılığı ile Amerikan pop kültürünün bir figürü haline getirildi.

Artık panayırlarda kendisini seyre gelen beyaz adamlara pozlar veriyor, 25 cent karşılığında  imzalı fotoğraflarını ve turistik ok ve yay satıyordu. Böylece günde 2 dolar kadar bir para kazanıyordu.

Geronimo artık tüm ülküsünü, asaletini kaybetmişti.“Ben kendimi artık Kızılderili saymıyorum, tüm beyazlar benim kardeşlerimdir” mealinde söylemlerde bulunmaya başladı. Hatta vaftiz olarak hristiyanlığa bile geçti. Kilise aracılığı ile 1905 yılında Başkan Roosevelt ile görüştü ve ondan topraklarına dönebilmek için izin istedi.

İşte bu noktada çirkin Amerikali o bencil, çıkarcı, anlayışsız yüzünü tekrar gösterdi. Ömrünün son günlerine gelmiş bir zavallı adamın bu isteğini Roosevelt son derece saygısız bir üslup ile reddetmiş ve şu ibretlik cevabı vermişti.
“Sen kötü bir Kızılderilisin. İnsanlarımızı öldürüp köyleri, kasabaları yıkıp geçtiniz, bu nedenle  topraklarınıza dönmenize izin vermeyeceğim” diyebilemiştir.

Beyaz adam Amerika kıtasına geldiğinde Kızılderililerin nüfusu yaklaşık 20 Milyondu. 1900 lü yıllarda bu sayı 5 milyona inmişti. 15 milyondan fazla Kızılderiliyi hastalıklar, katliamlar ile yok eden, topraklarını istila eden beyaz adam utanmadan Geronimoya siz insanlarımızı öldürdünüz, kasabaları yıktınız diyebiliyordu. İşte Amerika Birleşik Devletlerinin dünyada hala geçerli olan çirkin yüzü budur.

Ancak Geronimo ömrünün sonuna kadar Kızılderililerin eski topraklarına geri döndürülmesi hayalinden vazgeçmedi. “Artık dünyadan göçüp gidiyoruz. Kızılderli evinden uzak kalırsa hastalanır ölür, bu gidişle Kızılderillerin nesli yok olur” diyordu. Son zamanlarında kazandığı parayla kötü alışkanlıklar da edinmişti. Kumar oynuyor, içki içiyordu. Nitekim bir gün sarhoş bir vaziyette attan dereye düşmüş ancak sağlam bünyesi nedeniyle hayatta kalabilmişti.

Son günlerine kadar topraklarına dönüp eskisi gibi özgürce dağlarda at koşturmayı hayal edip durdu. Hiç olmazsa son günlerinde çocuklarının yanına getirtilerek onların yanında ölme arzusu bile gerçekleştirilmedi. Evine, topraklarına ve çocuklarına hasret olarak 1909 yılında 79 yaşında zatürreden öldü.

Geronimonun ölmesi ile istismar edilmesi bitmedi. Beyaz adam onu mezarında da rahat bırakmadı.

Yale üniversitesinin zengin, şımarık çocuklarının kurdukları “Kuru kafa ve kemikler” kulübünün sembolü olacak bir kuru kafaya ihtiyaçları vardı. Bu kuru kafa sıradan birine ait olamayan ve herkesçe bilinen birine ait olmalıydı. GERONİMO‘ nun kafası bu iş için uygun bulundu

Bu kulübün başkanı  hepimizin tanıdığı  eski ABD başkanı  baba Bush (Geoge H.W.Bush) un babası Prescott Bush birkaç arkadaşı ile birlikte Geronimo nun mezarını açarak onun kafatasını ve birkaç kemiğini çalıp kulübün New Haven’deki “Mezar” denilen penceresiz merkezine götürdüler.

Kulübün üyeleleri her perşembe ve pazar geceleri Geronimo ya ait kafatasının etrafında toplanarak sapık örgütlerinin bir nevi ayin toplantılarını gerçekleştirmeye başladılar.

Bugün hala bu ayinler gerçekleştiriliyor mu bilmem ama Kızılderililer Gernimonun mezarının açılıp kafatası ve kemiklerinin çalındığını öğrendiler.
Ama dünyayı yağmalayan bu gözü dönmüş mezar hırsızlarıyla, hele onların en üst yönetici tabakası ile baş edebileceklerini hiç zannetmiyorum.



GERONİMO (SAĞ BAŞTAKİ) BİR KAÇ ÇETE ÜYESİ İLE BİRLİKTE



GERONİMO 27 ADAMI İLE BİRLİKTE FLORİDAYA SEVKEDİLİRKEN
(GERONİMO ÖN SIRADA SAĞDAN ÜÇÜNCÜ)



PANAYIRDA TURİSTLERE POZ VERİRKEN

____________________________________________________________________________________________________________

Yorumlar - Yorum Yaz